Bu yazımı da İSG yani İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanlığı yanımla yazayım dedim.. Böylece İSG uzmanlığını örgüye ve dikişe kısaca elişlerine bağdaştırarak ta bir devir başlatırım belki.. 🙂
İş sağlığı, iş güvenliği deyince hep aklımıza büyük işyerleri, fabrikalar gelir, sadece oralara gerekliymiş gibi.. Oysa hayatımızın her alanında, attığımız her adımda dikkat etmemiz gereken ve bilinçlenmemiz gereken en önemli sorun bence.. Hem de çocuk, genç, yaşlı, erkek, kadın ayırmadan toplumun tüm bireylerinin katılımıyla..
Elişleri hem hobi, meditasyon amaçlı yapılabildiği gibi aynı zamanda her biri gelir getiren bir meslek olarak ta icra ediliyor gerek evlerimizde gerek atölyelerimizde.. Bu işleri gerçekleştirirken de pek çok alet ve malzeme kullanıyoruz..
Kanıksadığımız bu aletler aslında dikkat edilmediğinde pek çok tehlike yaratacak potansiyele sahip.. Makas, şiş, tığ, iğne gibi kesici, delici, ütü gibi yakıcı aletler, bazen yapıştırıcılar (zehirleyici), küçük çocuklar tarafından her an yutulabilecek düğmeler.. Özellikle evlerinde çalışıp küçük çocuğu olanlar çok dikkat etmeliler.. Mümkünse bu dikiş ve örgü malzemeleri uygun kutularda ve dolaplarda tutulmalı ve iş bitiminde mutlaka ortadan toplanmalı.. Şiş ve tığ gibi aletlerde iş bitiminde ya kutularında yada uçlarına şiş ve tığ ucu koruyucu takılarak muhafaza edilmeli..
Dikiş makinelerimiz de sonuçta elektrikle çalışıyor.. Onların da bakımını ihmal etmemeliyiz.. Makine devamlı (full-time) kullanılıyorsa her gün temizlenmeli, kumaş tozları alınmalı, iplik, yün parçası ve kırpıntıları toplanmalı ve yağlanmalıdır..
Dikiş makinemizi asla hasar görmüş, ekleme yapılmış yada orijinal olmayan elektrik kablolarıyla kullanmamalıyız.. Islak ve nemli ortamlarda bulunmamasına özen göstermeliyiz..
Ütü kullanırken de yanmalara karşı gerekli tüm tedbirleri almalıyız ve mutlaka bir ütü masası kullanmalıyız..
Bu işlerle ister hobi, ister meslek olarak uğraşanları bekleyen diğer tehlike ise sağlığımız.. İster dikiş dikin ister örgü örün genelde vücut hareketleri hep aynı ve rutindir.. Bazen iş bitsin diye 4-5 saat yada daha fazla yerimizden kalkmadan aynı pozisyonda kaldığımız olur..
Tüm bu nedenlerle; dikiş dik, patron çıkar, kumaş kes derken yanlış eğilip bükülmelerle ve devamlı aynı pozisyonda kalmakla ortaya çıkan , önce geçici başlayan ama zamanla önlem almadığımız takdirde kalıcı olmaya varan boyun, kol, omuz, sırt, bel ağrıları, boyun-bel fıtıkları terzilikle uğraşanlarda da çok sık görülen rahatsızlıklardır..
Özellikle örücülerde olduğu gibi ellerini yoğun olarak kullanarak çalışanlarda ise el, bilek ağrıları sinir sıkışmaları, parmaklarda uyuşukluk ve his kayıpları devamlı şiş ve tığ tutmaktan oluşan rahatsızlıklar arasında başı çeker..
Birde ip, yün ve kumaş tozları var tabii ki özellikle alerjisi olanlar için.. Ne kadar süreyle ve yoğunlukta maruz kaldığınıza bağlı olarak..
Günümüzde bu tip işlerle uğraşıyorken kalktığımız ilk arada ya bilgisayar, tablet yada cep telefonlarının başındayız.. Yani yine bir rutinden diğerine hiç bir değişikliğe izin vermiyoruz..
Oysa vücut yapımız yaratılış itibariyle tamamen harekete endeksli, yani devamlı hareket etmeli.. Bu nedenle yapacağımız en önemli şey mutlaka en az her iki saatte bir 10-15 dakikalık basit egzersizler yapmayı ihmal etmemeliyiz.. Bu tüm bilgisayar , ofis ve masa başı çalışanlarının da yapması gereken ilk temel kural..
Size bu konuda Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon derneğinin hazırladığı Akıllı Hareketler isimli siteyi ziyaret etmenizi öneririm.. Tüm yaşantımızda uygulamamız gereken hareketler çok güzel grafik ve videolarla anlatılıyor..
Benim burada hepsini anlatmam mümkün olmadığından dikiş ve örgüye dair bazı önemli bir kaç noktaya değinip yazımı bitireceğim.
Dikiş İçin En Uygun Duruş: Önce vücudunuzun duruşunu ayarlayın, yorulmamak için rahatça oturmalısınız.. Sandalyeniz işinizi koyduğunuz masanın yüksekliğine uygun olmalı, ayaklarınız bitişik olarak küçük bir ayak destek tahtasına dayanmalı.. Bacak bacak üstüne atmayın, düz oturmaya dikkat edin ki işiniz uzun sürse bile bundan belkemiğiniz zarar görmesin.. Yine bunun için elinizdeki işi öne eğilmenizi gerektirmeyecek yükseklikte tutun..
Dikiş makinenizi de kullanırken koyduğunuz yüksekliğe dikkat edin.. Herkes sandalye ve masasını kendi boyuna ve oturuş kurallarına göre ayarlamalı..
Aydınlatma: Işık çok önemlidir.. Yaptığınız iş ne olursa olsun ışığı dikkatle ayarlayın.. Gözlerinizi yormamak için pencere kenarına yakın olun doğal ışıktan yararlanın.. İster doğal ışık ister aydınlatma kullanın ışığın sol tarafınızdan gelmesine dikkat edin ki elinizin gölgesi işin üzerine düşmesin.. (Sol elini kullananalar hariç tabii ki)..
Bilgisayar kullanırken ve televizyon seyrederken asla karanlık ortamda bulunmayın (yani ışıkları söndürmeyin), ışığın ise arkanızdan gelmesine özen gösterin..
Parmak Koruyucular: Dikiş iğnesini tuttuğumuz elimizin orta parmağını da iğneyi ittirmek için kullanırız, diğer elimizin işaret parmağı ise iğneyi karşılar.. İşte bu parmakların uçları zamanla iğneden dolayı delik deşik olur yada nasır bağlar.. Devamlı örgü örenlerde ise özellikle dantelde olduğu gibi ince ip kullananlarda zamanla ipin geçtiği parmakta kesikler oluşur..
İşte bunları önlemek için dikiş yüksüğü ve parmak koruyuculardan faydalanmalıyız.. Bunları tuhafiyecilerde bulabileceğimiz gibi Goblen, Hobium gibi internet sitelerinden de bulmak mümkün..
Yazının ilk başında ki slaytta bu parmak koruyucularından bazılarından örnek resimler mevcut..
Karpal Tünel Sendromu: El-bilek kanalı hastalığı, ellerini fazla kullanarak ve zorlayarak iş yapanlarda daha sık görülür.. Özellikle aynı el ve bilek hareketlerini sürekli tekrarlayan kişilerin hastalığıdır.. Aşırı el işi yapan ev kadınları, daktilo ve bilgisayar kullanımı, müzik aleti çalanlar, ağır el aletleri ile çalışanlar (marangoz, bahçıvan), titreşimli el aletleri kullanan teknisyenler gibi mesleklerde görülme oranı yüksektir.. Bunların dışında şeker, tiroid hastalıkları, romatoid artrit ( eklem iltihabı), gut, aşırı şişmanlık gibi durumlar ile hamilelikte de sık görülebilir..
Karpal kanal sendromu; median sinirin el bileğindeki geçtiği kanal içinde sıkışması sonucu oluşan hastalıktır.. Parmaklarda uyuşma ve özellikle geceleri ortaya çıkıp kola yayılan ağrılar.. Belirtileri zaman zaman boyun fıtığı ile karıştırılabilen “karpal tünel sendromu” yani “el-bilek kanalı hastalığı” özellikle gün içerisinde ev veya işyerinde ellerini sık kullanan kişileri tehdit etmekte..
Karpal tünel sendromunun oluşmasını engellemek için egzersizler yapılmalıdır:
A- Bileklerinizi düz tutup, parmaklarınızı kendinize çekip bu şekilde 5 saniye (5’e kadar sayın) tutun..
B- Bileklerinizi düz tutun, parmaklarınızı gevşetin..
C- Parmaklarınızı sıkıp, elinizi yumruk yapın..
D- Yumruğunuzu aşağıya bükün, 5’e kadar sayarak bekleyin..
E- 5’e kadar sayarak, bileklerinizi düz tutun, parmaklarınızı gevşetin..
F- Egzersizler toplam 10 kez uygulanır. Egzersizlerin bitiminde, kollar ve eller yanlarda dinlendirilir..
Karpal Tünel Sendromu elişleriyle uğraşanlar için önemli olduğundan bu bilgileri Memorial sitesinden buraya özet olarak koymak istedim.. Daha geniş bilgiye ulaşmak isteyenler bu siteyi inceleyebilir..
Evet.. Özetle benim anlatacaklarım şimdilik bu kadar.. Aslında bildiğimiz ama atladığımız yada ihmal ettiğimiz bu önemli konuların üstünden şöyle bir geçmek istedim.. Unuttuğum yada atladığım kısımlara da ileriki günlerde yine nasıl olsa döneriz..
“Dünya, ona zarar verenler yüzünden değil, buna hiçbir şey yapmadan bakanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir”…..Albert Einstein…..
Güzel ve sağlıklı, güvenli günleriniz olsun.. İyi bayramlar..
Sevgilerimle..
Kaynaklar: Elektronik Müh.& İSG Uzmanı AD, Karpal Tunel Sendromu: Memorial, Parmak Koruyucular: PRYM,Clover,
Merhaba sevgili adhanmade önemli ve ciddi bir konuya değinmissiniz. Güvenlik hepimizin ihmal ettiği bir konu. Dikkat çekmiş olmanız çok yerinde olmuş. .
Sevgilerimle
BeğenBeğen
teşekkür ederim.. Sevgiler.. 🙂
BeğenBeğen